Sultanahmet’in arka sokaklarında, küçük bir lokanta vardı. Babadan oğula geçen, bilenin vazgeçemediği bir yer. Sabahattin Usta, Tirilyeli bir balıkçının oğluydu. Denizi bilirdi, balığa saygıyı ondan öğrenmişti. Babadan kalan bu mütevazı lokantayı, birkaç sokak ötede yıllarca işletti. Sessiz, gösterişsiz ama unutulmaz bir sofraydı. Zaman içerisinde, 1927 yapımı ahşap bir köşke taşındılar. Ve tam da burada, 2000 yılında The New York Times’a iki kez haber oldular. Dünya onları keşfetti. Bugün, o köşkte oğulları aynı özenle misafirlerini ağırlamaya devam ediyor. Yazın sokağa taşan masalar... Kışın sobanın sıcaklığı... Her mevsim, aynı samimiyet. Burası sadece bir balık lokantası değil. Bir ailenin hatırası, bir ustanın mirası. Balığı seven herkese açık, yıllardır kurulan bir sofra. Sultanahmet’teyseniz, gürültüden bir adım uzaklaşın. Köşkün hikâyesine siz de tanık olun.